to top

Pzt - Cu 09:00 - 18:00

Bizi Arayın (0216) 652 2268

Mal Rejiminin Tasfiyesi Davası Açılması ve Takibi

Türk Medeni Kanunu’nda 01/01/2002 tarihinden itibaren eşler arasındaki yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimi olarak değiştirilmiştir.

Eşlerin 01/01/2002'den sonra edindikleri mallar, mal rejiminin sona ermesinden 1 yıl önce yapılan karşılıksız kazandırmalar, kasıtlı devirler ve diğer eşin kişisel malvarlığı için yapılan ödemeler edinilmiş mal kabul edilir.

Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde, evlilik birliği içerisinde iki grup malvarlığı değerlendirilir. Kişisel mallar mal rejiminin tasfiyesi davasının dışında bırakılır.

Kişisel mallar şunlardır:

  • Eşlerden birisinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin miras yoluyla ya da karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği mal varlığı değerleri,
  • Manevi tazminat alacakları.

Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hallerinde Medeni Kanun’a göre hakim, kusurlu eşin pay oranının azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Mal rejiminin tasfiyesi bu nedenlere dayalı boşanmanın sonucunda gerçekleşiyorsa hakim zina fiilinde bulunan veya diğer eşin hayatına kast eden tarafın katılma alacağı hakkını azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Bu durumda kusurlu eş katılma payı alacağından mahrum kalmaktadır.

Dava açma süresi bakımından Yargıtay’ın kararı doğrultusunda Türk Borçlar Kanunu’ndaki genel alacak süresi gözetilir ve mal rejiminin sona erme tarihinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde dava açılabilir.

Bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/520 karar sayılı, 17.04.2013 tarihli kararında:

“Katkı payı ve katılma alacağı davasında; uyuşmazlık; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğünden sonra edinilen mallar konusunda, evlilik birliğinin boşanma ile sonuçlanması halinde, eşler arasında katılma alacağına ilişkin davalarda zamanaşımı süresinin bir yıl mı, yoksa on yıl mı olduğu; varılacak sonuca göre ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Tarafların 1990 yılında evlendikleri, uyuşmazlığın 01.01. 2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz yönünden katılma alacağına ilişkin bulunduğu, 12.12.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlandığı ve boşanma hükmünün 13.10.2008 tarihinde kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, ıslah tarihi olan 11.10.2011 tarihi itibariyle Kanunda öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği kabul edilmelidir.” 

Halk arasında “evlilik sözleşmesi” olarak bilinen sözleşmeler de eşler arasında geçerli olacak mal rejiminin seçimine de değinen sözleşmelerdir.  Eşler arasında böyle bir sözleşme mevcut değilse, yasal düzenleme gereğince aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacaktır.

Eşlerden birinin ölümü veya boşanma ile edinilmiş mallara katılma rejimi sona erer. Mal rejiminin tasfiyesi talebe bağlı bir haktır. Eşlerin herhangi birinin mal rejimi ile ilgili talebi varsa dava açmalı veya açılmış bir davada karşı dava açarak talepte bulunmalıdır. Aksi takdirde aile mahkemesi bu konudaki talepleri re’sen incelemez.

Bu davanın açılabilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekmektedir ancak bu şekilde açılan mal rejimi tasfiyesi davasının esastan incelenip karara bağlanması için boşanma davasının kesinleşmesi gerekmektedir.

İlişkili Bağlantılar

Perşembe, 12 Mart 2020 Kategori Boşanma

Bir yorum yapın

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz.
Uzmanlık alanlarımızda hukuk ve danışmanlık hizmeti almak için şimdi iletişime geçin

Adresimiz

Cevizli Mh. Bağdat Cd.
Dragos Love Apt. No: 534 D:19
Maltepe, İstanbul

Çalışma Saatleri

Pzt - Cu
09:00 - 18:00
Cmt - Paz
Kapalı
Resmi Tatiller
Kapalı