Muvazaa, Türk Borçlar Kanununa göre; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüm yaratmak hususundaki anlaşmalarıdır. Muvazaanın söz konusu olabilmesi için irade ile beyan arasında bir uygunsuzluğun bulunması gereklidir.
Muris muvazaasında miras bırakan ile sözleşmenin karşı tarafı arasında anlaşma mevcut olup, esas amaç mirasçıları aldatmaktır. Muris muvazaası, bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları (bağışları), satış ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak göstermesidir. Muris muvazaasının söz konusu olabilmesi için miras bırakanın, mirastan mal kaçırma kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Muris muvazaası 4 unsurdan oluşur:
- Tarafların aralarında düzenledikleri muvazaa anlaşması ile geçersiz olduğunu kabul ettikleri görünüşteki sözleşme,
- Mirasçıları aldatma kastı,
- Miras bırakan ile karşı taraf arasındaki görünüşte yapılan sözleşmenin niteliğini değiştiren, hiçbir şekil şartına bağlı olmayan, tarafların beyanları ile iradeleri arasında bilerek meydana getirdikleri, uyumsuzluğu açıklayan muvazaa anlaşması,
- Miras bırakan ile karşı tarafın gerçek iradelerine uygun olan, ancak; saklanan ve genellikle bağış sözleşmesi şeklinde yapılan gizli sözleşme.
Taşınır mallarla tapusuz taşınmaz malların devrine ilişkin sözleşme resmi şekle tabii değildir. Ancak; tapulu taşınmazlarda sözleşmenin geçerli olabilmesi için resmi şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması mecburidir.
Muris muvazaası nedeniyle açılacak tapu iptal ve tescil davalarında yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Mirasçılar dava sırasında her türlü delille iddialarını ispatlayabilir. Ancak; eğer sözleşmenin taraflarından biri tarafından veya taşınmazı intikal ettiren kişinin ölümü halinde mirasçılarına halefiyet yolu ile açılmışsa; yazılı delille ispat kuralı vardır. Davada, miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulmalıdır. Yani diğer bir deyişle; miras bırakandan tüm mirasçılara intikal eden taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması, tapu kayıt ve varsa diğer belge ve delillerin toplanarak paylaştırma mı yoksa mal kaçırma gayesi ile mi hareket edildiği aydınlatılmalıdır. Bu tür uyuşmazlıkların hakkaniyete uygun şekilde çözümlenebilmesi için miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması önem taşır.
Muris muvazaası nedenine dayalı dava ile tenkis davasının birlikte veya ayrı açılmasını engelleyen bir kanun maddesi yoktur. Bu sebeple davacılar bu davalardan birini diğerine tercihen açmaya zorlanamaz. Davalardan birinin önce açılması, diğerinden feragat anlamına da gelmez. Biri hakkınca Mahkemece verilecek karar, diğeri ile alakalı bir kesin hüküm oluşturmaz.
Muris muvazaalarına ilişkin iptal davaları herhangi bir hak düşürücü süreye veya zaman aşıma tabii değildir. Her zaman açılabileceği unutulmamalıdır.